BERLIN
Bu yıl gezi stajımda Arch258 dersi dolayısıyla gittiğimiz Berlin'i yazmaya karar verdim. Bütün bir dönem boyunca işlemiş olduğumuz konuları ve yapıları, Berlin excursion ile deneyimlerimi anlatmaya çalışacağım.
İlk olarak Tegel havalimanına göre daha ufak olan Berlinin ikinci havalimanı diyebileceğimiz Schönefeld'e indim. Kalcağım otel Frankfurter Tor durağına çok yakındı. Havalimanından otele S-Bahn ve U-Bahn metro hatlarını kullanarak ulaştım. Berlinde iki tip metro hattından söz edebiliriz.Yer altından gidenler U-Bahn, açık havada gidenlere ise S-Bahn deniyor. S-Bahnlar aynı zamanda sehri 3 kademili olarak sınırlandırır ve o sınırlar arası ring özelliğine sahiptirler.
 |
| S-Bahn ve U-Bahn Haritası |
Neyse sonuç olarak otele vardım ve benden birkaç saat önce gelen Ataonur kardeşim güzel bir şekilede karşıladı beni. Bavulları bıraktıktan sonra kaldığımız otelin etrafında biraz yürüyüş yaptık. Geniş bulvarlar ve konut yapıları dikkatimizi çok fazla çekti, Karl Marx Allee ve üzerindeki yapılar bize Berlinin sovyet tarafında yani doğu tarafında olduğumuzu bize gayet hissetttiriyordu.
Sabah alexanderplatz'ta buluştuktan sonra havanın biraz yağmurlu olmasına rağmen şehrin merkezini yani Mitte denen kısmı yürüyerek dolaştık. Jandarma meydanını gördükten sonra şehrin en önemli caddesi olan Unter Den Lİnden de yürüyerek üzerinde bulununan yapıları inceledik. Schinkelin Neue Wache si ile Humbolt Üniversitesi bunlardan bir kaçı diyebilirim. Sonra belin duvarı anıtına gittik ordan Aldo Rossinin yapsını ve en son olarakta Libeskind'in Jewish Museum ziyeret ettik. Libeskindin tasarladığı yahudiler müzesi Dekonstrüktivist stili ile deneyimlenmesini önericeğim müzeler arasında olduğunu söyleyebilirim.
 |
| TV Tower |
 |
| Jandarma Meydanı |
 |
| Neue Wache |
 |
| Humbolt Universitesi |
 |
| Berlin Wall |
 |
| Aldo Rossi |
 |
| Jewish Museum |
Gezinin ikinci günü Museum Island'daki Bergama, Neues, Altes müzelerini ve Berlin Katedralini dolaştık. Bergama Müzesinde anadoludan getirilen yapılardan kolyelere biçok şeyi görme imkanı bulduk, İkinci Dunya Savaşı sonrası bir kısmı yıkılan ve daha sonra David Chipperfield tarafından yenilenen Neues Müzesinde restore edilen ve restore edilmeyen kısımları aralarındaki ton farklarıyla algılayabildiğiniz harika bir müzeydi. Schinkelin Tasarladığı Altes Müzeside platforom üzerinde yükseltimiş neo klasik yapısıyla hem dışarıdan yapının sergilenmesi hemde içeriden dışarının seyredilmesi amaçlanmıştır. Günü ise Berlinin simgesi olan Brandenburg Gate'in altında tasarlanan platformda Almanyanın Polonya ile yaptığı Avrupa şampiyonası grup maçını alman kardeşlerimizle birlikte izledik.
 |
| Altes Museum |
 |
| Berlin Dom |
 |
| Altes Museum |
 |
| Bergama Museum |
Üçüncü gün ise şehir merkezinden uzakta yer alan yapıları dolaştık. Havanın yağmurlu olması Emre hocayı ve arkasındaki kalabalığı durduramıyordu. Herkes yeşil yağmurluklarını giydikten sonra sırasıyla Uneseco kültür mirası listesinde yer alan Bruno Taut'un at nalı yerleşkesini, Onkel Toms Hütte konut bölgesini, Foster tasarladığı Freie Universitesinin filoloji kütüphanesini, Alman Mimarlarlığının önde gelen isimlerinden ve bahauseun kurucusu olan Walter Gropius'un tasarladığı Gropiusstadt konutlarını ve bauhaus okullarında 1919 ile 1933 arasındaki birçok yapılan tasarımın sergilendiği bauhaus archive yapılarını ziyaret ettik.
 |
| Bruno Taut |
Gezinin dördüncü gününde Berlinin Batı kısmını dolaştık diyebilirim. Sabah Pariser Platz'ta buluştuk ve günün ilk iki sunumu bana aitti bunlardan birincisi Berlinin geçmişten bugune ön önemli simgelerinden biri olan Brandenburg Kapısıydı. İkinci sunumum ise Peter Eiseman tarafından tasarlanan Katledilen Avrupalı Yahudiler Anıtı veya daha çok bilinen ismiyle Holocaust Anıtıydı. Buradaki sunumumu da tamamladıktan sonra Berlinin bir diğer önemli meydanı olan Potsdamer Platza ve onun çevresindeki kültürforumu dolaştık .Batı Berlin Parlamentosu tarafından nerdeyse duvarın dibinde tasarlanan kültürforum içinde yer alan Mies Van Der Rohe’nin Galeri Binasını, Hans Scharoun tarafından tasarlanan Oda müziği salonu gördük. Daha sonra kentin en büyük parkı olan tiergartenin köşesinde yer alan orta sınıf yerleşim bölgesi olan Hansavierteli dolaştık. İçeride Alvar Aalto, Oscar Niemeyer, Walter Gropius gibi Modern Mimarlığın bir çok önemli isminin konut yapılarını ziyaret ederek günü tamamlamış olduk.
 |
| Brandenburg Gate'i izah ederken |
 |
| Mies Van Der Rohe |
Gezinin son günün temposu diğer günlere göre daha hafif geçti diyebilirim. İlk önce Peter Behrens tarafından tasarlanan AEG fabrika binasını gördük. Daha sonra Le Corbusierin L daire tipi ile oluşturduğu Unite d'Habitation binası görme şansını yakaladık. Yapının içine giremesekte dışında yapılan birçok değişik şey bizi şaşırtmaya yetti. Öreniğin girişindeki moduler man girintilerinin önünde çekildiğimiz fotograf gibi. Burdan sonra Nazi döneminde Olimpiyat oyunları için tasarlanmış ve 2006 dünya kupasında yenilenen Berlin Olimpiyat Stadyumunu gördük içeride konser hazırlıkları olduğu için kendi adıma dışından görmekle yetidim diyebilirim. Günün ve gezinin son durağı olan Almanya Parlamentosu yani Reichstaga gittik. Tepesinde cam kubbe Norman Foster tarafından tasarlanmış ve 360 derece bütün berlini kubbenin etrafında yürüyerek görme imkanı sağlıyor. Kubbeye en tepesine cıktıktan sonra Ataonur kardesim benden güzel olmasın harika bir sunum yaparak berlin gezisini noktalamış olduk.
 |
| Şampiyonnn |
 |
| Reichstaga |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder